I-GİRİŞ
Satılan bir malın niteliğinin uygun olmaması veya kusurlu olması gibi durumlarda reklamasyon adı verilen fiyat indirimleri gündeme gelmektedir. Ticari hayatta reklamasyonun uygulama nedenleri farklılık gösterebilmektedir. Reklamasyon faturaları; malın niteliği ve kalitesinin uygun olmadığı durumlarda fiyat indirimi uygulanması (iskonto şeklinde reklamasyon), malların iade edilmesi (iade şeklinde reklamasyon), sözleşmeye dayalı olarak ceza tazminat ödenmesi (ceza tazminat şeklinde reklamasyon) gibi durumlarda karşılaşılabilmektedir.
Bu yazımızda reklamasyon işlemlerinin belgelendirilmesi ile Kurumlar Vergisi ve KDV karşısındaki durumunu açıklayacağız.
II-REKLAMASYON İŞLEMLERİNİN BELGELENDİRİLMESİ
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Türkçe Tutma ve Türk Parası Kullanma Zorunluluğu” başlıklı 215 nci maddesinde; bu kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulmasının zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Yine Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesine göre, aksine hüküm olmadıkça, Vergi Usul Kanununa göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki zorunludur. Aynı Kanunun 229’uncu ve müteakip maddelerinde ise ilgili kayıtların Kanunda sınırlı olarak sayılan fatura, gider pusulası, serbest meslek makbuzu gibi belgeler ile ispat edileceği belirtilmiştir.
Reklamasyon giderlerinin tevsikine ilişkin olarak, Danıştay Dördüncü Dairesinin 21.03.2000 tarih ve E:1999/2832, K:2000/1044 sayılı kararı özetle aşağıdaki gibidir.
“Ticari kazancın tespitinde dikkate alınması gereken reklamasyon giderlerinin tevsiki için bu giderlerin yasal değeri olan belgeler ile ispatlanıyor olması gerekmektedir. Reklamasyon giderlerine esas belgelerin gerçeği yansıtmadığı yolunda bir tespit yapılmadan sadece ispat edici vesika aranmasının yeterli olmayacağı, belge düzenine uygun olmaması nedeniyle gider kaydının reddinin kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla Türk Vergi Mevzuatı’na göre bir belgenin geçerli olması ve ispat edici bir belge olarak kabul edilebilmesi için yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere uygun olarak düzenlenmiş bir belge olması gerekmektedir. Yurtdışında mukim firma tarafından düzenlenen faturanın ise ilgili ülke mevzuatına göre kabul edilen bir belge olması ve yine ilgili ülke mevzuatına uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.”
III-REKLAMASYON İŞLEMLERİNİN KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancın tarifinin yapıldığı 37.maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 38’inci maddesinin birinci fıkrasında;
“Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
hükmüne yer verilmiştir.
Bu Kanunun 40’ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Bir masrafın genel gider kapsamında değerlendirebilmesi için; harcamanın yapılmış olması, harcama ile iş arasında açık ve güçlü bir illiyet bağı bulunması, giderin keyfi olmaması, yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil edilecek giderlerden olmaması ile harcamanın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Vergi Kanunlarının Uygulanması ve İspat” başlıklı 3 üncü maddesinde;
“Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.” hükmü bulunmaktadır.
Reklamasyon faturası, satışı gerçekleştirilen malın yeterli özellik, nitelik, kalite ve belirlenen standarda uygun olmaması nedeniyle alıcı ve satıcının uzlaşarak belirlediği yeni duruma uygun olarak, alıcı tarafından düzenlenen belgedir. Satışı yapılan malın evsafına uygun olmaması veya kusurlu olmasından dolayı ortaya çıkan reklamasyon adı verilen fiyat indirimleri, özellikle tekstil sektörü ve diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan bir uygulamadır.
Gelir İadesi Başkanlığının 15.06.2020 tarih ve 49327596-125.08[KVK.ÖZ.2018.65]-E.88521 sayılı özelgesine göre;
İhracatçı firma tarafından düzenlenen reklamasyon faturasında yer alan tutarın,
·Yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması,
·Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi,
·Şirketin, ortakların, yöneticilerin veya çalışanların kusurundan kaynaklanmaması,
şartıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Yukarı yer verilen hüküm ve açıklamalar doğrultusunda, reklamasyon faturasında yer alan tutarın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için reklamasyon tutarlarının gerçeğe uygun, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun olması ve delillerle (sözleşme vb.) ispatlanabiliyor olması gerekmektedir.
IV-REKLAMASYON İŞLEMLERİNİN KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin katma değer vergisinden istisna olduğu,
20/1 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu,
35 inci maddesinde, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellefin bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltecekleri; şu kadar ki iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi gerektiği hükümlerine yer verilmiştir.
Satışı yapılan malların evsafına uygun olmaması veya kusurlu olmalarından dolayı ortaya çıkan reklamasyon adı verilen fiyat indirimleri matrahta değişiklik meydana getirdiği için Kanunun 35 inci maddesi gereğince işlem yapılacaktır. Alıcı tarafından reklamasyon bedeline ilişkin olarak düzenlenecek faturalarda, reklamasyonun ilgili olduğu teslim veya hizmet ifasının tabi olduğu oranda katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.
Reklamasyonun ihracı gerçekleştirilen mallarla ilgili olarak ortaya çıkması halinde, ihraç edilen mallar Kanunun (11/1-a) maddesi gereğince katma değer vergisinden istisna olduğundan, yurt dışındaki alıcı tarafından düzenlenecek fatura veya ilgili ülke mevzuatına göre fatura yerine geçen belgelerdeki reklamasyon bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.
“Gelir İadesi Başkanlığının.08.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-746 sayılı özelgesinde de görüşlerimiz doğrultusunda açıklamalara yer verilmiştir. “
V-SONUÇ
Yapılan açıklamalar kapsamında, düzenlenen reklamasyon faturasında yer alan tutarın,
·Yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması,
·Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi,
·Şirketin, ortakların, yöneticilerin veya çalışanların kusurundan kaynaklanmaması,
şartıyla kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Reklamasyon giderlerinin tevsikinde önemli olan husus; ticari kazancın tespitinde dikkate alınması gereken giderlerin, yasal değeri olan belgeler ile ispatlanıyor olmasıdır.
Reklamasyon giderlerinde alıcı ve satıcının yurtiçinde olması durumunda, alıcı satıcı ile vardığı uzlaşma neticesinde düzenleyeceği reklamasyon faturasını (reklamasyonun ilgili olduğu malın tabi olduğu oranda KDV hesaplanacak) satıcı firmaya iletecek, satıcı ise, söz konusu reklamasyon faturası bedelini gider (iskonto) olarak dikkate alabilecek ve ilgili KDV’yi indirim konusu yapabilecektir.
Reklamasyonun ihracı gerçekleştirilen mallarla ilgili olarak ortaya çıkması halinde, ihraç edilen mallar Kanunun (11/1-a) maddesi gereğince katma değer vergisinden istisna olduğundan, yurt dışındaki alıcı tarafından düzenlenecek fatura veya ilgili ülke mevzuatına göre fatura yerine geçen belgelerdeki reklamasyon bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.
***Yazarlar: Murat Haskumru(Vergi, Müdür) &Celal Beker(Vergi, Müdür Yardımcısı)
KAYNAKÇA
1- 15.06.2020 Tarih ve 49327596-125.08[KVK.ÖZ.2018.65]-E.88521 Sayılı Özelge
2- 11.08.2012 Tarih ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-746 Sayılı Özelge
3- Danıştay 4. Dairesinin 21.03.2000 Tarih ve E:1999/2832, K:2000/1044 Sayılı Kararı
4- 10.01.1961 Tarih, 10703 Sayılı T.C. Resmi Gazetesinde Yayınlanan 213 Sayılı, Vergi Usul Kanunu
5- 21.06.2006 Tarih, 26205 Sayılı T.C. Resmi Gazetesinde Yayınlanan 5520 Sayılı, Kurumlar Vergisi Kanunu
6- 02.11.1984 Tarih, 18563 Sayılı T.C. Resmi Gazetesinde Yayınlanan 3065 Sayılı, Katma Değer Vergisi Kanunu
MURAT HASKUMRU
kpmgvergi.com
04.11.2021