İçinde bulunduğumuz ay yıllık gelir vergisi beyannamelerinin verileceği ay. Bende bu ayki yazılarımda söz konusu beyannameye yönelik hatırlatmalara yer vereceğim.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde mükelleflere bazı harcamalarını beyanname üzerinden düşme hakkı sağlanmıştır. Bu listedeki harcamalardan beyannamelerde en sık görülen eğitim ve sağlık harcamaları indirimidir. Bu sebeple bu yazımda gelir vergisi beyannamesinde indirilebilecek eğitim ve sağlık harcamalarını irdeleyeceğim. Bu konuyu ele almamın bir diğer sebebi de özellikle ücretlilerde beyanname yükümlülüğünün 7194 sayılı Kanun’la genişletilmiş (Bu konuyu ileride tekrar ele alacağım) olmasıdır. Bu nedenle yıllık beyanname verecek mükelleflerin, söz konusu harcamalara ilişkin belgelerini yılbaşından itibaren toplayarak saklamaları gerektiğini zaten daha önce hatırlatmıştım. Gelir Vergisi Kanunu’nun 89/2 maddesine göre; gelir vergisi beyannamesi verenler, beyan ettikleri gelirin %10’unu aşmamak şartıyla, Türkiye’de yaptıkları ve tevsik ettikleri, kendilerine, eşlerine ve küçük çocuklarına ait eğitim ve sağlık giderlerini, beyan ettikleri gelirlerinden indirme hakkına sahiptirler. Eğitim ve sağlık giderleri indiriminin kapsamı, şartları, kanıtlama şekli ve diğer yönleri halen 20 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerine ve bu Sirkülerin atıf yaptığı 255 no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 4 no.lu bölümüne ve özelgelere göre yürütülmektedir.
Bu indirim hakkından, gelirlerini yıllık beyanname ile beyan eden mükellefler yararlanabilmektedirler. Bu nedenle ticarî, ziraî ve meslekî kazanç sahipleri yanında, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ve hatta değer artışı kazançları ile arızî kazançları ve ücretleri dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi veren mükelleflerin de bu uygulamadan yararlanması mümkündür. Dolayısıyla bu uygulamadan beyanname verme hakkı bulunmayanlar yararlanamazlar. Örneğin tek işverenden ücret geliri elde eden veya gelirleri mevduat faizi ve/veya repo faizlerinden oluşanlar, kira gelirleri istisna sınırı içinde kalanlar bu indirim hakkından mahrumdurlar. Bu hususun mükellefler arasında bir eşitsizlik ve adaletsizlik yarattığı ise açıktır.
Kanunda sadece “eğitim” ve “sağlık” harcamalarının indirim konusu yapılabileceği vurgulanmıştır. Eğitim harcamalarına örnek olarak, öğrenciler için, eğitim amacı ile eğitim ve öğretim kurumlarına, anaokulu, kreş ve dershanelere yapılan ödemeler; sürücü ve müzik kurslarına ödenenler dâhil, eğitim amaçlı tüm kurs ücretleri; okul servislerine ve öğrenci yurtlarına ödenen ücretler; eğitim CD’leri, kitap ve kırtasiye bedelleri ile eğitim araç ve gereçleri için yapılan harcamalar sayılabilir. Buna karşılık spor kurslarının ücretleri; üniversite ve okullara giriş hazırlığına yönelik dergiler ile mesleki dergiler hariç gazete ve dergi bedelleri; müzik âletleri, bilgisayar, eğitim amaçlı olmayan CD ve disket bedelleri; tiyatro, konser ve sinema giriş ücretleri, yabancı ülkelerdeki eğitim kurumlarına yapılan ödemeler, okul aile birliği ve okul koruma derneklerine yapılan bağışlar ve Türkiye’de vergi mükellefi olmayan okullara ödenen eğitim ücretleri ile Devlet okullarına ödenen harçlar kapsama girmemektedir.
Bu uygulamada dikkate alınabilecek sağlık harcamalarına örnek olarak da teşhis ve tedavi amacı ile yapılan her türlü muayene, tahlil, röntgen, ultrason, tomografi, emar, check-up, ameliyat, fizik tedavi ve diş tedavisi ücretleri ile özel hastane ücretleri her çeşit protez, sağlık malzemesi ve tekerlekli sandalye giderleri ile numaralı gözlük ve lens giderleri; doktor raporuyla alınan cilt sağlığına ilişkin harcamalar sayılabilir.
Beyannamedeki kazançtan indirilebilecek olan bu giderlerin, mükellefe, eşine ve küçük çocuklarına ait olması gerekmektedir. Eşlerden her ikisinin de gelir vergisi beyannamesi vermesi durumunda, eşlerden her biri beyan ettikleri gelirin %10’u ile sınırlı şekilde eğitim ve sağlık harcamalarını indirebilirler. Ancak aynı harcamanın her iki eşin beyanında da mükerrer olarak dikkate alınmaması gerekir. “Küçük çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları ifade etmektedir.
Bu harcamaların beyannamede indirim konusu yapılabilmesi için Türkiye’de yapılmış olması şarttır. Bu nedenle Türkiye gümrük bölgesi dışı sayılan yerlerde yapılan harcamalar kapsam dışındadır. Aynı şekilde Kıbrıs’ta yapılan harcamalar da kapsama girmez. Bedeli bankalar aracılığı ile transfer edilmek suretiyle dışarıdan posta ile veya başka şekilde getirtilen ilâç ve kitaplara ilişkin giderlerin de indirimden yararlanması mümkün değildir.
Öte yandan bu harcamaların fatura, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, yazar kasa fişi gibi bir belge ile kanıtlanması gerekmektedir. Ancak bu belgelerin beyannameye eklenmesi gerekmemekle birlikte elektronik beyannamede bu harcama belgelerinin listelenmesi talep edilmektedir. Öte yandan bu belgelerin zamanaşımı süresince istenildiğinde ibraz edilmek üzere saklanması gerekmektedir.
Her ne kadar bir serbest meslek erbabının ödeme kaydedici cihaz fişi ile yaptığı ilaç harcamalarını beyannamesinde indirim konusu yapıp yapamayacağı sorusuna, Eskişehir Vergi Dairesi Başkanlığı’nca 4.9.2014 günlü cevabında faturaya dayanmadığı için indirim konusu yapamayacağı şeklinde özelge verilmişse de, bu özelgeye katılmak mümkün değildir. Çünkü burada nihai tüketim harcamaları söz konusudur. Nihai tüketicilerin ise illa fatura alma zorunluluğu yoktur. Zorunluluk tacirlerin veya serbest meslek erbabının sadece ticari veya mesleki alımları için söz konusudur.
Bu madde kapsamında söz konusu harcamalar için yapılacak toplam indirim miktarı ise, beyan edilen gelirin % 10’u ile sınırlandırılmıştır.
BUMİN DOĞRUSÖZ
dunya.com
09.03.2021